Tuesday, July 29, 2008

Niye Emre Akoz'un Yazilarini Hala Seviyorum?

Genelde basina baktiginizda adama camur atan, tutarsiz ilan eden kisiler, yaklasimlar var. Bense her yazisini destekliyor olmasamda, tutarli ve akilci buluyorum yazdiklarini...

Dunku cok uzucu olaylar uzerine yazmis olduklari iste burda:

Bombalı mesajlar

Güngören'de patlatılan bombaların arkasında kim var? Bu tip sorulara hazırlop cevaplar vermemek gerek. Mesela "herhalde PKK yapmıştır" demek, belki de tuzağa düşmek olur.
Geçen yılın mayıs ayını hatırlayalım: Ankara'da bir "canlı bomba" Anafartalar Çarşısı önünde kendini havaya uçururken, masum insanları da katletmişti.
Birileri hemen "PKK yapmıştır" dedi. Bu işlerde uzman olan güvenlikçiler ise olaya kuşkuyla yaklaşmıştı.
Çünkü onlar terör örgütlerinin sadece kendi başlarına hareket etmediklerini, başka güçler tarafından da kullanıldığını gayet iyi biliyor.
Bir eylemi yapanlar, yani tetikçiler, bombacılar filan PKK'lı olabiliyor elbette. Ama araştırmalar sonucunda onların arkasındaki beyin takımının, PKK yöneticileri değil de örneğin "yabancı bir derin devlet" olduğu ortaya çıkıyor.

Sahi bu arada ABD İstanbul Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıyı da hemen unuttuk.
Kimine göre bu bir El Kaide eylemiydi. Ben kullanılan kişilerin El Kaide militanı olabileceğini, ancak eylemin ardında başka bir gücün olduğu saptanırsa, şaşırmamamız gerektiğini yazmıştım.
Daha sonra konuyla ilgili bazı uzmanlar da aynı yönde demeçler verdiler; "El Kaide eylemine benzemiyor" dediler. Hatta daha da ileri giderek, "Ergenekon kokuyor" diyenler bile oldu.
Bunlar son derece haklı kuşkular. Çünkü Türkiye'de ne zaman yoğun bir siyasi kriz olsa, birileri orada burada bombalar patlatıyor, masum insanlar öldürülüyor.
Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçimiyle başlayan kriz vardı. ABD'deki Hudson Enstitüsü'nde oluşturulan senaryoda İstanbul İstiklal Caddesi'nde patlayacak bombadan söz ediliyordu. Canlı bomba Ankara'da patladı.
Bu kez de, bir yandan Ergenekon, diğer yandan Kapatma davası sürüyor. Karar ne çıkarsa çıksın, iki davanın da şu anda ciddi siyasi etkileri var ve olmaya da devam edecek.
İşte tam bu ortamda, bir de bakıyorsunuz, önce ABD Konsolosluğu'na saldırılıyor, şimdi de sivillere katliam yapılıyor.
Silahlı Kuvvetler'in Kuzey Irak'ta yaptığı hava operasyonlarına PKK'nın verdiği bir karşılık olabilir mi? Elbette olabilir.
Zaten ilk akla gelen de o: "Sen bana uçakla bomba atarsan, ben de senin büyük kentlerinde bomba patlatırım."

Ancak tersinden de düşünmek gerek: "Biz bu ortamda bombaları patlatırız, insanlar ölür, zaten gergin olan ortam iyice gerilir, iktidarın ve güvenlik güçlerinin karizması çizilir, olay da PKK'nın üstünde kalır" diyenler de olamaz mı? Bal gibi olur.
Eğer internette şöyle bir gezinirseniz, kışkırtıcı propagandanın hemen başladığını görürsünüz.
Şu tip şeyler yazıyorlar:
"Ergenekon soruşturması için herkesi dinlemeyi biliyorlar ama halkı bombalardan korumuyorlar. Enerjilerini vatanını sevenleri içeri tıkmak için harcayacaklarına, bombacı katilleri engellemek için harcasınlar. Bu hükümet devam ettiği sürece can güvenliğimiz olmayacak."
İşte anlatmaya çalıştığım tam da bu: Belki de bombalar tam da bunların söylenmesi, halkta böyle bir ruh halinin oluşması için patlatılıyor.
Otoritelere gönderilen "Sana rağmen bunu yaparım" mesajı da cabası.

Saturday, July 19, 2008

Darbe Yapma Gelenekleri

Bizde yaygin bir kahvehane konusu vardir: Ulkeyi kurtarmak. Soyle yaparim boyle yaparim ulkeyi guzelce kurtaririm konusmalari birbirini izler hemen hergun.

Anlasilan o ki, siradan vatandas arasinda iyi niyete dayanip ortaya atilan bu dusunce yumaklarinin daha bir baska boyutu ordu koridorlarinda oynaniyor sanki surekli olarak! Ne varki askerler arasinda oynan bu oyun, eldeki oyuncaklar birer olum makinasi olunca tehlikeli sorunlar doguruyor! Darbe yapip basa gecmek pek cok askerin renkli ruyasi mi oluyor dersiniz?

Cok gerilerde kaldi diye dusundugumuz darbeci yaklasimlar bugun bile acikca kendini gosterebiliyor! Bu kabul edilir bir durum mu sizce? Bence kesinlikle degil!

Darbe yapmak yada yapmaya kalkismak Turkiye'de sanki bir gelenek haline gelmis. Eldeki belgelere ve yazilanlara bakinca (ornegin Can Dundar'in bugunku yazisi), oyle anlasiliyor ki kendi kafasina gore ortaya cikan ulke-kurtaricilar orgutlerini hemen kuruvermisler!

Can'in yazisina donelim ve su satirlara bakalim:
"...
İrili ufaklı onlarca cunta, darbe için fırsat kolluyordu.
Müdahale planı yapanlardan biri de Kore’den yeni dönmüş olan Faruk Güventürk’tü.
İhtilal planları yapanlar, daha 1954’te Güventürk’ün kapısını çalıp klasikleşmiş bir darbeci sorusu olan “Gidişatı nasıl görüyorsunuz?”la nabız yoklamışlardı.
“Beğenmiyorum” cevabı, derhal bir örgüt selamına dönüşmüştü:
“Öyleyse birlikte bir teşkilat kuralım.”
“Olur, kuralım.”
“Ya iktidar ya darağacı”
Bu kadar basitti işte..."

Bu garip olusumlar sanki cok gerimizde kaldi gibi geliyor insana. Dundar yazisinda 9 Subat olayini anlatiyor (ayrintilariyla Demirkirat belgeselinde yazdiklarindan soz ediyor).

Ne yazik ki, bugun bile darbe yapmaya can atan kimi ordu icinde kimisi de disinda olusumlar goruyorum. Cogunun yaklasiminin iyi niyetli oldugunu var saysak bile darbe ulkeye yapilabilecek en buyuk kotuluktur. Yakin tarihimizde pek cok ornegi var. Hangi darbe hangi sorunu cozdu? Tam tersi sorunlar kat kat artmadi mi? Cozum yolum var diyen kendini demokratik kurallar icinde ortaya koyar, yapilmasi gereken budur.

Bugun Turkiye'nin iyi bir kadroya gereksinimi oldugu acik. Ozellikle CHP icindeki Baykal ve ekibinin uzaklastirilmasi, partiye yeni kan verilmesi yeni umutlar dogurabilir. Deniz Baykal verdigi zararlari goremiyecek kadar gozu donmus durumda mi? Cozum uretemiyen bir adam niye hala bu buyuk partinin basinda? Ecevit zamanindan beri hizipci yaklasimlari biktirdi ve usandirdi artik insanlari. Su siralar yaptiklariyla ordunun cuntaci kesimine canak tuttugu, gereksizce Ergenekon avukatligina soyundugu zaten apacik goruluyor. Deniz'in ulkemize iyilik yapmak istiyorsa bir an once beceriksizligini ve inatciligini kabullenip kenara cekilmesi yapabileceklerinin en guzeli olacaktir dusuncesindeyim. Yoksa ulkenin sirtandan gecinen asalaklarin basi olduguna iyice inanacagim!

Tuesday, July 15, 2008

Gazeteci Meydan Savaslari

Gunluk gazetelere baktigimda pek cok gazetecinin surekli birbirini topa tutan yazilarini, olaylara yaklasimlarini goruyorum, izlemesi ilginc.

Bakalim bu gazeteci meydan savaslari sonunda neler neler ortaya cikacak.