Sunday, December 13, 2009

Parti Kapatma Hala Suruyor!

Parti kapatma isinin ne kadar yanlis ve anlamsiz oldugunu daha oncede yazdim. Kapatilan partiler bir baska sekilde ortaya cikiyor, olan halka oluyor. Gereksiz goz yasi, gerilim ve kendinden bezmislik! Atilim yapabilecek bir Turkiye, hep birilerince celmeleniyor.

Birileri ellerini ovusturuyor, zevkten dort kose, ortaligin kisizmasi islerine geliyor! Catismalardan medet umuyorlar, cikarlari o yonde! Insanlar bu kiskirtmalarin nerelerden geldigini gorsun ve anlasin artik...

Tuesday, April 7, 2009

Obama Turkiye'de (5-7 Nisan 2009)


Obama'nin ilk resmi dis gezisi olarak Turkiye'yi secmesini, olumlu ve cok onemli mesajlar vermesini internet araciligiyla yakindan izledim.

Sayin Obama, seni seviyoruz ve tum ictenligimizle destekliyoruz.

Basarilar...

Thursday, March 19, 2009

Balbay Gunlukleri

Bugunlerin ilginc konusu Mustafa Balbay'in gunlukleri! Balbay, yanlizca baymakla kalmiyormus, saman altindan da epeyce bir su yurutuyormus Ankara'daki kosesinden. Daha bakalim neler gorecegiz onumuzdeki gunlerde... Butun bu pislikler ortaya ciktigi icin seviniyorum.

Sunday, February 1, 2009

Güzel Bir Gün

Bugün 82 yasindaki büyük yazar Çetin Altan'a Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi. Koca yazar, kalemi daha keskin ve dili daha bir kıvrak olarak yoluna devam ediyor. Tebrikler kendisine.

Ödülün ardından, Necmettin Halil Onan'ın bir şiirini okumuş yazar:

ÇAKIL TAŞLARI

Biliyorsun ki kari, kalbin derinlikleri,
Damla damla biriken gizli gözyaşlarıdır.
Kudretimin oradan çıkarabildikleri,
Halis inci yerine bu çakıl taşlarıdır.

Görüyorsun nihayet çakıl taşları sende,
İncilerse şairin kendi kalbinde kaldı.
Fakat şunu anla ki, o çakıl bulurken de,
İnci araştırmadan duyulan zevki aldı...


Onan'ın yukarıdaki şiirini bilmiyordum, ama şu aşağıdaki şiiri eminim pek çoğumuzun bildiğidir.

BİR YOLCUYA

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Saturday, January 31, 2009

Bizim Yorumcular, Yazarlar ve Diğerleri

Bu son olaylarla ilgili yorumlara, yazılanlara bakınca ilginç bir tablo çıkıyor ortaya. Kimi yazarlar diyor ki, aman efendim diplomasiyi bilmiyor bizim başbakan, Kasımpaşa'lılığı tutuyor! Yok efendim "siz" yerine "sen" demiş karşılık verdiği anda! Aman efendim şimdi ilişkiler ne olacakmış bir çuval incir boşa gitmişmiş!

En sonuncusuyla başlıyayım, öyle bir çuval incirin boşa gittiği mittiği yok. Dünya ne olup bittiğini gayet iyi biliyor, güzelce görüyor. Dahada ötesi, Ortadoğu'nun Türkiye'ye gereksinimi var, özellikle de İsrail'in. O yüzden, Peres, olayın hemen ardından telefon açıp alttan alıcı açıklamalar yapıyor, diğer yetkililer durumu düzeltmeye çalışıyor. Tabi biliyorlar ki, ortada bir savaş suçu var, ettikleri haltlar var, Bush'un son günlerinde delirip ortalığı toza dumana katmanın getirdiği dayanılmaz ağırlık var! Tüm dünya biliyor ki, bunu İsrail bilinçli olarak, Obama yerine geçmeden alel acele yaptı. Bush'un karanlık döneminin en son günlerini kendince ders vermeye ayırdı. Bütün dünyanın gözü önünde, yapma etme diyenlere aldırmadan ve sırtını Amerika'nın duyarsız, aşağılık yönetiminin son günlerine dayayarak yaptılar katliamlarını. Bunu vicdanlı, insancıl hiç kimse deskteliyemez...

Şimdi gelelim bizim kukla yazarların diğer söylediklerine: Dedim ya, değişik gazetelerden bir gurup yazar, ağız birliği içinde, sen ve siz ayrımı üzerinde duruyor. Sen demek diyorlar, çok ayıp, hiç öyle yapılır mı ayakları çekiyorlar! Ahmaklar mı demeli, kuklalar mı, dalkavuklar mı! Dünyanın gözü önünde ölen çocuklar hiç mi rahatsız etmedi sizi? Başka gerekçe bulamadınız da, "sen-siz" üzerine mi dayıyorsunuz eleştirinizi? Beş yaşında bir oğlum var, bir babanın nasıl yüreğinin yanacağını, içine nasıl ateş düşebileceğini, atacağı feryadı hissedebiliyorum. Onların çığlıkları kulaklarımda sanki. Bizim şaklaban yazar takımı senden ve sizden dem vuruyor, kendince bildiklerini sandıkları diplomasiden söz ediyor! Dahada aşağılaşmayın, konuştukça batıyorsunuz!

Kasımpaşa'lılığından söz ediyorlar Erdoğan'ın. Ağızlarınıza düştü ya, bir ciklet gibi çiğneyin çiğniyebildiginiz kadar. Başka laf bulmanıza, düşünmenize gerek yok! Kullanın kullanabildiğinizce! Ama kime sözleriniz? Olsa olsa, çevrenizdeki o kelaynak sürüsüne!

Kimi zaman, acaba benim kendi Kasımpaşa'lılığımdan ötürü mü bir savunma durumuna geçiyorum diyorum kendi kendime! Belkide öyle olabilir, bilemiyorum. Küçükken sokaklarda belkide yan yana yürüyüp geçmişizdir. Belki Cuma pazarında anneannemle pazarda alışveriş yaparken, kendiside alışverişteymiştir. Belki Kadıçeşme çıkmazının önünde oynarken gözgöze gelmişizdir. Yada Tonoz'da top oynayanlar arasinda bir arada bulunmuşuzdur, uçurtma uçurtmuşuzdur, Bayram yerinde bayram etmişizdir kim bilir. Benden 12 yaş büyük kendisi, ama o bölgenin tozunu toprağını paylaşmışızdır bir zaman.

Kendisine, Kasımpaşa'lı diye akıllarınca aşağılamada bulunuyorlar, sinirlerini tutamamasından dem vuruyorlar. Yapılan haksızlıklar karşısında baş eğilmesini mi bekliyorlar? Evet, İstanbul beyefendiliği çok güzeldir ama yeri gelince karşılık vermesinide bileceksin! Herşeye bir kulp bulup çözüm üretemiyen yazar bozuntuları: Öncelikle olanı biteni anlayın, toplantıyı baştan sona izleyinde hiç olmazsa öyle yorum yapın. Devleti teslim eden kişiye ne dendiğini görün sonra Kasimpaşa'lı eli maşalı uyarılarından söz etmeye başlayın. İyice anlayında, o zaman belki sizde de Kasımpaşa'lı olabilirsiniz...

Friday, January 30, 2009

Perinçek'in Yumurtlamaları

Haksızlıklara dayanamıyorum, son 24 saat içinde yazdığım 3. yazı bu. Radikal'in, bulunduğum zaman dilimine gore yarınki haberi ilgimi çekti: Davos krizi, Ergenekon davasina da girdi (31 Ocak 2009/Cmts). Bu habere göre Perinçek şöyle demiş (yumurtlamış): "Türkiye Davos'ta utanılacak hallere düştü". Olan Türkiye'nin dürüstçe haksızlıklara karşı çıkmasıdır. Tabi bu gören göze, hisseden kalbe!

İşte böyle adamlar bir zamanlar Türkiye'nin altını hallaç pamuğu gibi attı! Ne akıl, ne mantık, ne ruh, ne hak anlayışı bu adamlarda olan! Çok çok yazık.

Ama Türkiye bütün olanı biteni görüyor, dünyanın gözleri açıldı, kulakları duyuyor...

Utanmaz Adam Ekşi

Bugünkü Oktay Ekşi yazısını okudunuz mu? Skandal olduğunu başlık olarak atmış, hemen ilk satırda da azarlamacı başbakanımız diye girmiş. Biraz aşağıda da diyor ki "Hem de bir uluslararası toplantıda ve televizyonların başındaki milyonlarca izleyicinin önünde- olmayacak şekilde yaptı bunu". Öyle aşağılık birisi ki, eğer başbakan o söylenen sözlere, ses tonuna, yalanlara sessiz kalıp dönmüş olsa bugünkü köşesinde ne ver yarsınlar edecekti kimbilir, ne aşağılamalar yapacaktı! Toplantıdaki konuşmaları baştan sona dinlediğini bile sanmıyorum, kaldı ki tam olarak anlamış olsun! Son aylar ve son olaylar maskelerini düşürdü bu gibi adamların ve düşürmeye de devam ediyor. Şimdi görüyorum ki bu ve benzerleri tam bir kukla!

Yazısının sonunda efendisine şunu demeyide unutmamış: "Buna rağmen dileriz Davos skandalı Başbakan Erdoğan'a telefon eden Simon Peres'in, 'Ben size de Türk ulusuna da büyük saygı duyan biriyim. Sesimi yükseltmem, duyulmadığımı zannetmem yüzündendi' diyerek ortaya koyduğu olgun devlet adamlığı çizgisi Başbakan Erdoğan'ı etkiler. Böylece sinirleri sükunet bulur da...
Gereksiz yere bir çuval incir daha berbat olmaz."

Bu ve benzerlerinin daha sonraki yazılarında bakalım daha neler göreceğiz, ne kıvırtmalar, ne yalanlar ne dolanlar...

Yazıklar olsun sana Ekşi, öyle ekşisin ki içimi ekşitip midemi bulandırıyorsun...

Thursday, January 29, 2009

En Son Davos Olayları

Sayın başbakanın Davos'u terk etmesi kanımca çok doğru bir davranış. Biz öyle kıytırık bir devlet degiliz, bölge Türkiye'siz düzene kavuşamaz, barışa hiç erişemez. Bunu tüm dünyanın bilmesi gerek! Erdoğan çok önemli ve doğru buldugum bir tavır sergilemiştir.

Baştan sona toplantıyı izledim, Peres'in konusmasının tonu, çıkışları, kendini bilmezlikleri karsisinda Erdogan'in söz almak istemesi ve karşılık vermesi son derece doğru. Peres'in her zamanki ezber halinde sunulan yalanlarının, dünya karşısında nasıl görüldüğü ve anlaşıldığı anlamında da çok önemli bir tavır başbakanın yaptığı. En sonunda kızgınlığını, ortamı terk etmesiyle göstermeside Türkiye'nin bir kukla değil, Ortadoğu'nun köklü, sözü dinlenmesi gereken, o bölgenin yüzyıllarca içinde bulunmuş güçlü bir devlet olduğunu hissettirmesi acisindan da çok çok iyi.

Tuesday, January 20, 2009

Obama'ya Basarilar Dilerim

Bu tarihi günde, sayın Obama'ya zorlu işinde çok çok başarılar dilerim. İlk kez, kendisi için oy verdim, içtenlikle destekledim. İnsanlik için iyi olması dileklerimle yeniden başarılar kendisine...

Friday, January 16, 2009

ETO'de Son Gelismeler

Ergenekon Teror Orgutu konusunda ki son gelismeler bas dondurucu hizda ilerliyor. Cikan silahlar, el bombalari, cesitli patlayicilar, krokiler, haritalar, bizlere ne karanlik oyunlar dondugunu de gosteriyor. Hala tabi butun bunlar gercekci degil tamamen siyasi diyen bir gurup var etrafta yaygara cikaran. Bence cember daraldikca, foyalar ortaya dokuldukce, canlari yanmaya basliyanlar yada isin daha da tepelere uzayacagini hissedenler ver yansin ediyorlar! Bu islere karismis olanlar, kendilerini devlet icin cok iyi isler yapmis olduklarini da sanan kisiler! Kendilerince bugune kadar cevrilen karanlik islerde hicbir yanlislik haksizlik yok! Boyle bir haleti ruhiye icindeler. Koruduklari aslinda kendi mevkileri, ellerinde tutabildikleri gucleri. Halki falan dusundukleri kesinlikle yok, demokrasiymis onlara gore fasa fiso!

Kanimca Ordu'da bu temizlikten yana, ne oldugunu gayet iyi biliyor ve bu devlet icindeki devletin ortadan kaldirilmasini istiyor. Bu cok onemli. Tabi ki kolay degil. Simdi birakinda dava hukuk cercevesinde hakkiyla gorulsun, bakalim daha neler neler cikacak ortaya!

Merakla bekliyorum ve ulkemin bu karanlik pisliklerden temizlenmesini diliyorum.

Monday, January 5, 2009

Bolge Kana Bulaniyor!

2009'a olumlu bir yaziyla baslamak guzel olurdu ama gelismeler hicte o yonde degil! Bulundugumuz bolge yine kana bulaniyor. Israil'in geri kafali yobaz yoneticileri asagilik Bush yonetimi degismeden bir yangin daha cikarmak istediler. Bunun buyuk bir secim malzemesi oldugunu, yeni yonetimin devreye girmesini beklemeden saldirilarini arttirarak yapmalari gerektigini hesapliyorlar! Ancak, kendilerine buyuk bir kuyu kaziyorlar ve akittiklari kanlar birgun kendilerini bogacak hic de farkinda degiller. Hep ayni gerekcelerle, bogazlarini siktiklari halkin tepesine tepesine dunyayi hice sayarak vuruyorlar! Bunlar mi dunya insanindan kendilerine hos goru bekleyenler? Kendilerine yapildiklarini soylediklerini hic gozlerini kirpmadan baskasina bu cagda acimasizca yapanlar! Butun iyi insanlar gibi yapilan kotulukleri lanetliyorum. Mazlumun ahini aldiniz, cikacaktir aheste aheste!

Bugunku Milliyet yazarlarindan onemli yazilar:

* Mehmet Ali Birand: Israil ve ABD cinayet isliyorlar

* Hasan Cemal: Insanin yuregini parcalayan Israil saldirilariyla guvenlik ve barisi unutun!

* Taha Akyol: Israil militarizmi