Ödülün ardından, Necmettin Halil Onan'ın bir şiirini okumuş yazar:
ÇAKIL TAŞLARI
Biliyorsun ki kari, kalbin derinlikleri,
Damla damla biriken gizli gözyaşlarıdır.
Kudretimin oradan çıkarabildikleri,
Halis inci yerine bu çakıl taşlarıdır.
Görüyorsun nihayet çakıl taşları sende,
İncilerse şairin kendi kalbinde kaldı.
Fakat şunu anla ki, o çakıl bulurken de,
İnci araştırmadan duyulan zevki aldı...
Onan'ın yukarıdaki şiirini bilmiyordum, ama şu aşağıdaki şiiri eminim pek çoğumuzun bildiğidir.
BİR YOLCUYADur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.